Şu dönemde hemen her partinin anketleri tamamlandı.
"Kimi aday gösterelim, hangi isimle belediyeleri kazanırız" şeklindeki sorulara gelen yanıtlar genel merkezlerde değerlendiriliyor.
Amaç; Mart 2019'da yapılacak yerel seçimlerden mutlak zaferle ayrılmak.
Bugün size Türkiye genelindeki bir araştırmadan söz edeceğim.
ADA Araştırma Grubu'nun yaptığı.
Geniş kapsamlı ankette "Belediye seçimlerinde aday mı daha önemli, yoksa partisi mi?" sorusu halka yöneltilmiş.
Katılanların yüzde 75.4'ü "Aday daha önemli" derken, yüzde 24.6 partinin önemine vurgu yapmış. Yüzde 1.7'lik grup ise fikrinin olmadığını söylemiş.
Araştırma partiler açısından da şöyle oluşmuş:
- AK Parti'ye oy verenlerin yüzde 62.2'si: "Aday önemli."
- CHP seçmeninin yüzde 76.9'u: "Aday önemli."
- MHP seçmeninin yüzde 81.6'sı: "Aday önemli."
- İYİ Parti seçmeninde yüzde 85.2'si: "Aday önemli."
"Belediye Başkanlığı seçiminde oy tercihinizi belirlerken hangi kriter sizin için önemli?" sorusuna ise vatandaşlar şöyle yanıt vermiş:
- İlk sırada yüzde 31.1 ile adayın dürüst olması var.
- İkinci sırada yüzde 25.5 ile adayın proje ve vaatleri yeralıyor.
- Üçüncü sırada yüzde 18.8 ile adayın çalışkanlığı var.
Olayı İzmir'e taşırsak;
Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, gerçekleştirdiği bir çok proje ile üstteki kriterlerin fazlasına sahip.
Ancak, aday olmayacağını açıkladı.
Dolayısıyla CHP Genel Merkezi, şu günlerde ince hesaplar yapıyor.
Ya Kocaoğlu'nu ikna ederek yarışa bir adım önde başlayacaklar...
Ya da birbirinden değerli isimlerden birini aday gösterip AK Parti'yle eşit bir yarışa soyunacaklar.
"Yok canım. İzmir CHP'nin kalesi. Kim olursa olsun rahat kazanırız" diyenlere de yakın geçmişteki Cumhuriyet Mitingleri'ni hatırlatırım.
O dönemde Cumhuriyet Mitingleri'ndeki kalabalığı gören CHP İl Yönetimi, nasıl olsa kazanırız diyerek "tatil havasında" genel seçimlere hazırlanmıştı...
Rakibi AK Partililer ise sokak sokak vatandaşa giderek, dertlerini dinlemiş ve oylarını artırmıştı.
***
İzmir'de 2019 yerel seçimlerinde kazananı etki edecek üç önemli etken var;
- Birincisi Aziz Kocaoğlu faktörü. Özellikle kırsalda çok büyük ağırlığı var.
- İkincisi, İYİ Parti'nin takınacağı tutum.
"Millet ittifakı"na sıcak bakmayan İYİ Parti tabanı toplumun değişim ihtiyacını karşılayacak ve herkes tarafından kabul görecek adaylarla yola çıkılması ve sokak siyaseti yaparak oy potansiyelinin çok yükseleceğine inanıyorlar.
"Anlat hemşerim, dertleşelim" diyerek dengeleri değiştirirlerse..
En çok CHP'den oy alacaklar..
- Üçüncüsü ise Bakan Bekir Pakdemirli'nin alacağı kararlar.
Görüştüğüm AK Partililer ve üreticilerin çoğu Tarım ve Orman Bakanı Bekir Paktemirli'nin atacağı adımların yerel seçimler öncesinde kırsaldaki Aziz Kocaoğlu üstünlüğünü dengeleyeceğine inanıyor.
Yani; "Dolarla eşzamanlı artan yem fiyatları, şimdi dolar düşerken neden düşmüyor" diyen köylüler, alınan önlemlerin yetersiz olduğunu, ineklerin kasaba gönderilmeden seslerinin duyulmasını istiyor.
Yem maliyetlerinin azaltılması konusunda da Bakan Pakdemirli'ye bir öneride bulundular:
- İç ve Doğu Anadolu'da dağ taş saman. Köylüler başaklarını aldıktan sonra kalan sap kısmını tarlasında yakıyor. Çünkü toplasa para etmeyecek. Hem de toprağına zarar vereceğini bile bile bunları yakıyor.
Hükümet belirli kentlerde bu anızların depolanacağı merkezler kursa, buradan tüm yurda dağıtılsa..
Hem Balkan ülkelerinden saman ithal etme ayıbından kurtulsak, hem de heba olan bu anızlar ülke ekonomisine katılsa..
Hem üreticiler, hem de nakliyeciler kazansa fena mı olur..
SONSÖZ: Yaşamda gideceğimiz yönü belirleyen büyük seçimler olabilir. Fakat bizi oraya götürenler yaptığımız küçük küçük seçimlerdir.
NOT: Kaf-Sin-Kaf dosyası, pazartesi yazısında.